18 Haziran 2017 Pazar

BABALAR GÜNÜ HİKAYESİ



baba olmak ile ilgili görsel sonucu

Merhaba Gönül Dostlarım,

Babalar Günü ile ilgili dünkü yazımıza ek olarak sizlerle bir de hikaye paylaşmak istedim.
 Hikaye öncesinde genç babalara veya baba adaylarına Baba Olabilmek ile ilgili 4 maddelik bir tavsiyem olacak. Kendinizi test edin bir baba olarak siz hangi kategoriye giriyorsunuz.
Toplumda saygı değer, başı dik, alnı açık biri olabilmek için nelere dikkat edilmesi gerekir.
Şimdi bu dört maddeyi hep birlikte  teker teker inceleyelim
1-    Baba olmak yok, babalık yapmak yok. Böyle bir aile ortamında baba boşluğu var. Özgüveni, özdeğeri, özsaygısı düşük ve topluma uyumsuz insanlar bu ortamlardan yetişir. Bu insanlar talihsiz bir çocukluk geçirmişlerdir ve sağlıklı ve mutlu bir yaşam yaşayabilmeleri çok zorlaşmıştır. Baba çocuğu karşısına alıp konuşmaz, adam yerine koymaz, hesaba almaz. Dediğim gibi ailede bir baba boşluğu vardır.
2-    Baba olmak yok, babalık yapmak var. Böyle bir aile ortamında topluma saygılı, el alem ne der bilinci yüksek, kendine güveni düşük, özsaygısı gelişmemiş kişiler yetişir. Çocuğun içi hiç beslenmez; hep el alem ne der kaygısı vardır. Özgüveni düşük çocuk girişimci olamaz, kendisinin kim olduğunu tanıyamaz, emir almaya yatkın, kendi değerlerini keşfedememiş bir kişi olarak yaşar. Çevremizde gördüğümüz soğuk, bıkkın, kaygılı ve öfkeli insanlar bunlardır.
3-    Baba olmak var, babalık yapmak yok. Böyle bir aile ortamında baba toplumu hiç hesaba almadan çocuk yetiştirir. ‘Kim ne derse desin, sen kendi kafana göre takıl,’ mantığıyla konuşur. Netice olarak bu tür aile ortamlarından egosu şişkin, kendinden başka kimseyi düşünmeyen, diğerlerini hesaba almayan, empati yoksunu, saygısız ve bencil insanlar yetişir.
4-    Baba olmak var, babalık yapmak var. Bu aile ortamında dengeli sağlıklı çocuklar yetişir. Kendine saygılı olduğu kadar içinde yaşadığı topluma da saygılıdır; girişimcidir, güler yüzlüdür, işbirliği yapar, hem kendine hem de diğer insanlara sağlıklı bir güven geliştirmiştir.
18 Haziran 2017 Pazar ‘Babalar Günü.’ Bu vesileyle baba olmak ve babalık yapmak konusundaki düşüncelerimi paylaşmak istedim. Siz kendi çocukluğunuzu gözden geçirerek yetiştiğiniz ortamı hatırlamaya çalışın.

Alıntı : Kitabın adı: Babalardan Babalara, Yazarı: Sevilay Acar

Önce Kendinizi Sevin  sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın..  

Babalar Gününüz Kutlu olsun


Babalar Günüyle İlgili Hikaye

genç futbolcu ile ilgili görsel sonucuOrtaokulda okuyan ve kısa bir süre önce annesini kaybeden genç, babasıyla birlikte yaşıyordu. Babasıyla aralarında çok güzel bir dostluk vardı. Genç, okulun futbol takımındaydı. Takımdaydı ama, ufak-tefek yapısı ve tecrübesizliği nedeniyle hocası ona bir türlü maçlarda görev vermiyordu. Bu yüzden, her maçta yedek kulübesinde oturuyordu. Buna rağmen, babası hiçbir maçı kaçırmaz ve hep ayağa kalkıp tezahürat yapardı.
Liseye girdiğinde sınıfının en sıska öğrencisiydi gencimiz. Fakat babası onu hep futbol oynamaya teşvik etti; bununla birlikte, istemezse oynamayabileceğini de belirtti. Delikanlı futbolu seviyordu ve takımda kalmaya karar verdi. Her idmanda elinden geleni yapıyor ve takımın as oyuncularından bir olmaya çalışıyordu. Bütün lise hayatı boyunca hiçbir idmanı veya maçı kaçırmadı. Ama sürekli yedek kulübesinde oturmaktan kurtulamadı. İnançlı babası her zaman ki gibi tribünlerde yerini alıyor ve oğlunu destekleyici tezahüratlarda bulunmaya devam ediyordu.
Genç, üniversiteye başladığında futbol onun için önemini kaybetmeye yüz tuttu, ama yine de elinden geleni yaptı. Herkes onun okul takımına giremeyeceğinden emin olsa da, bunu başardı. Takımın antrenörü onu listeye dahil ettiğini, çünkü her idmanda yüreğini koyduğunu ve takımın diğer üyelerini de şevke getirdiğini itiraf etti. Takıma girebildiği haberi onu o denli heyecanlandırdı ve sevindirdi ki, soluğu en yakın telefon kulübesinde aldı ve babasına müjdeyi verdi. Onun bu mutluluğunu paylaşan babası, kendisine maçların sezonluk biletlerini göndermesini istedi.
futbolcu çocuk resimleri ile ilgili görsel sonucuÜniversitedeki dört yıl boyunca hiçbir idmanı kaçırmayan genç, ne yazık ki hiçbir maçta oynayamadı. Futbol sezonunun sonlarına doğru, büyük bir eleme maçının idmanı için sahaya çıkmaya hazırlanan gencin yanına, elinde bir telgrafla antrenörü geldi. Delikanlı telgrafı okuyunca ölüm sessizliğine büründü. Güçlükle yutkunarak hocasına şunları söyleyebildi: “Bu sabah babam ölmüş. İzninizle bugünkü idmana gelmesem?” Hocası kolunu şefkatle omzuna doladı ve “Bu hafta dinlen evlat” dedi, “cumartesi günkü maça gelmeyi de aklından geçirme.”
Cumartesi geldi çattı, ama okul takımının durumu hiç de iyi değildi. Maçın sonlarına doğru, bir kişi soyunma odasına sessizce girdi, formasını ve futbol ayakkabılarını giyip  sahanın kenarına çıktı. Babası ölen ufaklıktı bu! Antrenör ve oyuncular azimli arkadaşlarını bu kadar kısa sürede tekrar aralarında görmekten dolayı son derece şaşırmışlardı.
Hocasının yanına giden genç “Lütfen izin verin oynayayım” dedi. “Bugün oynamak zorundayım. “
Hocası önce onu duymamış gibi davrandı. Böylesine zor bir eleme maçında takımın en kötü oyuncusunu sahaya çıkarmasına imkan olmadığını düşünüyordu. Ama genç o kadar ısrar etti ki, sonunda ona acıyan hocası razı oldu: “Pekala oyuna girebilirsin.”
Gencin oyuna girmesinin üstünden çok geçmemişti ki, hem hoca, hem oyuncular, hem de maçı izleyenler gördüklerine inanamadılar. Daha önce hiç oynamamış olan bu meçhul ufaklığın her hareketi harika, attığı her pas isabetliydi. Karşı takım oyuncuları onu durduramıyordu. Koşuyor, pas veriyor, savunmaya yardım ediyor ve maçın yıldızı olarak parlıyordu. Sonunda, gencin takımı aradaki farkı kapattı, nihayet atılan bir golle de beraberliği yakaladı. Ve son saniyelerde ufaklık topu tek başına sürükleyip herkesi geçti ve galibiyet golünü attı. Maç bitmişti. Okulunun taraftarları sevinç çığlıkları atıyor, arkadaşları onu omuzlarında taşıyordu.
Seyirciler tribünü terk ettikten, oyuncular duşlarını alıp soyunma odasını boşalttıktan sonra, takımın hocası gencin köşede tek başına sessizce oturduğun fark etti. Yanına gidip inanamıyorum. Bugün bir harikaydın” dedi. “Sana ne oldu, bunu nasıl yaptın, anlat bana!”.
Genç hocasına baktı, gözlerine yaşlar doldu ve şöyle dedi:
“Babamın öldüğünü biliyorsunuz. Peki onun gözlerinin görmediğini biliyor muydunuz?”. Delikanlı zorlukla yutkundu, gülümsemeye çalıştı: Babam bütün maçlarıma geldi, çünkü görmediği halde beni desteklemek istiyordu. Ve ilk defa bugün beni oynarken görebilirdi. Ben de bu fırsatı kullanmak ve oynayabildiğimi ona göstermek istedim.

Alıntı : yenimakale.com

https://youtu.be/etP8eQwzySw




Günün Sözü :
babalar günü resimli mesajları ile ilgili görsel sonucu


İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
18 Haziran, Antalya, 2017

türkiye simgesi resim ile ilgili görsel sonucu



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder