27 Ağustos 2017 Pazar

BÜYÜK TAARRUZ SAVAŞTAN ANILAR







Merhaba Gönül Dostlarım,

26 Ağustosta başlayan Büyük Taarruzdan önce başlatılan hazırlıklar uzun bir zaman almış ve çok gizli olarak yapılmış, büyük Taaruzun başlamasından sonra çok Trajedik ve duygulu bir an yaşanmış, bu olayın nedeni ile ilgili yazımızı aşağıda  savaştan anılar bölümünde okuyabilirsiniz
muzaffer izgü ile ilgili görsel sonucu
" Her Kitap Bir Okyanustur"  adı altında 14 Ağustos 2017 tarihli yazımda  sizlere bahsettiğim, hastalığı nedeniyle hastahanede tedavi görmekte olan çok değerli yazar ve aynı zamanda ,Gülmece ve çocuk edebiyatımızın büyük ismi Muzaffer İzgü' yü yitirdik.
29 Ekim 1933, Cumhuriyet Bayramı'nda doğdu. 26 Ağustos 2017 -adıyla özdeş- Zafer Bayramı'nda onu yitirdik. Kitapları, anıları hep bizimle olacaktır. Onu çok özleyeceğiz.
 Ruhu Şad olsun, Allahtan  Rahmet, yakınlarına ve sevenlerine sonsuz sabırlar diliyoruz...

Önce Kendinizi Sevin  sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın.. 

BÜYÜK TAARRUZ SAVAŞTAN ANILAR

atatürk ve inönü resimleri ile ilgili görsel sonucu... Gazi Mustafa Kemal, 31 Ağustos’ta gördüğü manzarayı şöyle anlatır:
 
"Muharebe meydanını dolaştığım zaman, ordumuzun ihraz ettiği zaferin azameti ve buna karşılık, hasım ordusunun uğradığı felâketin dehşeti beni çok mütehassis etti. Sırtların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, mahfuz ve örtülü yerler, bırakılmış toplar, otomobillerle, namütenahi teçhizat ve malzeme ile ve bütün bu metrukat aralarında, yığınlar teşkil eden ölülerle, toplanıp karargahımıza sevk edilen esir kafileleri ile ve bütün bu metrukât aralarında yığınlar teşkil eden ölülerle, toplanıp karargâhımıza sevk edilen esir kafileleri ile, hakikaten bir mahşeri andırıyordu."

"Ağustos’un 31. günü, takriben zevalde (öğle vaktinde) idi ki, Çal Köyünde, yıkık bir evin avlusu içinde İsmet Paşa ve Fevzi Paşa ile buluştuk. Kırık kağnı arabalarının döşeme ve oklarına ilişerek, vaziyeti mütalâa ettik. Kazandığımız meydan muharebesinin, bütün seferi sona erdirebilecek bir azamet ve ehemmiyette olduğuna ittifak ettik. Şimdi Bursa istikametinde çekilen kuvvetleri mahvetmekle beraber, bütün aslî ordumuzla İzmir’e yürüyecektik..."

“SÖZÜMÜ TUTAMADIM, YAŞAYAMAM”

miralay reşat bey resim ile ilgili görsel sonucuKurtuluş Savaşı’nın son darbesi olan Büyük Taarruz’ un nasıl kazanıldığını gösteren, en duygulu olay ise Miralay Reşat Bey’in, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya verdiği sözü yerine getiremediği için intihar etmesidir. Kocatepe’den verilen emirle Büyük Taarruzu başlatan Türk askerleri, taarruzun ilk ve ikinci gününde tüm tepeleri eline geçirmeye başladı. Çiğiltepe’lerinde bulunan Yunan askerlerine karşı direnen 57. Tümen Komutanı Miralay Reşat Bey ile Gazi Mustafa Kemal Paşa arasında şu telefon konuşması geçer:

-Niçin hedefinizi alamadınız?
-Yarım saat sonra bu hedefi alacağım paşam.

Geçen yarım saat süre içinde Çiğiltepe’yi düşman askerinden alamayan Miralay Reşat Bey, “Verdiğim sözü yerine getiremediğim için yaşayamam” diyerek beylik tabancasıyla intihar eder.

miralay reşat bey resim ile ilgili görsel sonucuGazi Mustafa Kemal Paşa Çiğiltepe sırtlarında çarpışan 57. Tümen Komutanlığı’nı tekrar telefonla aradığında Miralay Reşat Bey’in intihar ettiğini öğrenir ve kendisine veda mektubu okunur. “Yarım saat zarfında o mevkii almaya size söz verdiğim halde, sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam” ifadelerinin yer aldığı Miralay Reşat Bey’in veda mektubunun ardından geçen 15 dakika sonra Çiğiltepe düşman askerlerinin elinden alınır.
YENİLSEYDİK SORUMLU BEN OLACAKTIM

Bir aralık konu İstiklâl Savaşı'na geldi. Dikkat ettim, Binbaşılar dahil her komutanın
hangi birliğe komuta ettiğini, nerede bulunduğunu, -bir gün önce olmuş gibi- hatırlıyordu. O savaş ki araç, gereç, personel kıtlığı bugün güç tasavvur edilirdi. Tümenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu! Fakat, bu kadro canını dişine takmış bir ekipti. Var olmak ya da
olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı. 30 Ağustos bu ruh haletinin eseriydi. Böyle bir dramı, hem yazarı, hem baş aktörünün ağzından dinlemek müstesna bir mutluluktu. O anılar Ata'yı coşturdukça coşturuyordu. Anlatmalarında abartma yoktu. Ama bu anlatış öylesine canlı, öylesine plastikti ki, hepimiz heyecandan heyecana sürükleniyorduk. Anlatışlarını şöyle bağladı:

- İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır.

Bu alçakgönüllülük şaheseriyle konunun kapanacağını tahmin ediyorduk. Bu arada Atatürk bir duraklama yaptı. Sonra içine dönük, adeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:

- Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak yalnız bana ait olacaktı.

Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım. Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım.
 
 Alıntı : cerkezkoy.com.tr
 
  Günün Sözü :

 tarihini bilmeyen insanlar ile ilgili görsel sonucu


İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
27 Ağustos, 2017, Antalya




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder