30 Eylül 2017 Cumartesi

SON BAHAR HÜZNÜ...


İlgili resim


Merhaba Gönül Dostlarım,

Sonbahar gelince neden hüzünleniriz?
Havaların kapalı ve bulutlu olması, güneş ışığının da bulutlardan dolayı yumuşak olarak yer yüzüne inmesine neden olur. Bu sebeple yaz mevsiminde alıştığımız renkler, yerini sonbahar renklerine bırakmaya başlar. Çevremizde bir anda oluşmaya başlayan sonbahar renkleri ile beraber ister istemez bir çok insanda, sakinlik ve dinginlik durumu gözlemlenmeye başlar.

" Kısa süreli hazırlık aşaması ile rahat rahat dışarı çıktığımız yaz günlerinin aksine, rüzgarlı ve yağmurlu olma olasılığı yüksek sonbahar günlerinde dışarı çıkmamız daha zahmetli olur. Yaz aylarında neredeyse hissedemeyeceğimiz kadar hafif olan kıyafetler, yerini mont, botlar ve belki de şemsiyeye bırakır. Hem sonbahar renklerinin etkisi, hem de dışarı çıkmanın daha zahmetli bir hal alması bizi dışarı çıkmamaya zorlayabilir.

hareketli sonbahar resimleri ile ilgili görsel sonucuBir çok insanın ‘sonbahar’ mevsimini diğer mevsimlere oranla daha fazla sevdiğini duymuşsunuzdur. Sakinlikle beraber duygusal düşüncelere kapılan insanlar, kendilerini daha fazla tanımaya fırsat buldukları bu mevsimi daha fazla severler. İnsanlar bu mevsimde kendilerine daha fazla zaman ayırmasından olsa gerek kendi iç dünyalarında gezinme fırsatı bulabilirler.
Bir çok göç eden kuşlarla beraber, sokak hayvanları da havanın soğuması ile birlikte kapalı alanları tercih etmeye başlar. İlkbahar ve yaz mevsiminde duymaya alıştığımız seslerin, yerini rüzgarlara bırakması değişimi iyice fark etmemizi sağlar."

Alıntı : mynet.com
Önce Kendinizi Sevin  sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... 


sonbahar hüznü ile ilgili görsel sonucu  HAZAN  MEVSİMİ                                                                     
“Ömrümüzün son demi, sonbaharıdır artık'' dizeleriyle başlayan ve yıllarca dillerden düşmeyen hüzünlü şarkıda olduğu gibi, güftelerin ve bestelerin  ilham kaynağı olan sonbahar, yerini çetin kış koşullarına bırakmaya başlarken, herkesi farklı duygulara sürüklüyor. Yeşilin sarıya dönüştüğü, doğanın içine kapandığı, kuru yaprakların ''biten bir ömrü'' simgelercesine dalından koptuğu sonbahar mevsimi, şu günlerde doğada gezinti yapan herkese görsel bir şölen sunar.Yeşilin her tonunu görmek mümkün, diğer renkleri söylemiyorum bile.. Ama en çok hüzün rengi’’ sarı’’ ve tonları hakim şuan doğada. Tamda bu günlerde bir doğa gezisi yapmanızı öneririm. Havaların soğumasını ve kış gelmesini kimse istemese de serinleten  sıcaklardan sonra, rahat bir nefes aldıran sonbaharı seviyorum şahsen. Doğanın suskunlaştığı, rüzgârın sesinin ıslık gibi duyulduğu, kuruyan yaprakların etrafa savrulduğu sonbaharda, dalından düşen her yaprak kimine göre bir ''son'' olarak görülüp acı verirken, kimine göre, düşen her yaprağın yerine yenisi yeşereceğinden ''sonun başlangıcı'' olarak değerlendirilebiliyor. Ben, hep yeni başlangıçları severim Yeniden doğuş doğanın en büyük devrimidir bence.

Psikologlar sonbaharın insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden  sıkça bahsederler. Ben çoğu zaman yaşamın içinde başkalarının,yada iş yaşantımızda işimizin getirdiği stresleri ve beraberinde getirdiği depresif durumları üzerimizde taşımak zorunda olmadığımızı düşünüyorum. Sonbahar ne kadar hüzün renklerine de hakim olsa  da hayatta yakalanacak o kadar çok mutluluklar var ki..
Doğanın bir parçası olarak yaşamamızı devam ettirdiğimiz sürece doğa bize mutsuz olmamız için hiçbir sebep yaratmaz. Tüm mutsuzluklar ve ön yargılar içimizdedir. Tabii ki doğanın bir parçası olarak yaşamaya devam ettiğimiz sürece. Bakın bir psikolog konuyu nasıl dile getirmiş. ''Bir birey spor yapıp, sevdiği dostlarını arayıp onlarla görüşüyorsa, yalnızlık anlarının tadını çıkarıyorsa, insanları değiştirmekten vazgeçip, kendi farkındalığıyla yaşıyorsa, akşam yatağına yattığında ne düşünür?  Elbette şunu der: Mutluyum, bugün güzel bir gündü.’’ Bende bu görüşe katılıyorum.
persephone ile ilgili görsel sonucu
Merak ettiğim için geçmiş çağlarda ve mitolojide sonbahar olgusunun nereden kaynaklandığını araştırmıştım.
Biraz yunan mitolojisine bakalım..

Demeter , Yunan mitolojisinde tarımın , bereketin , mevsimlerin ve anne sevgisinin tanrıçasıdır . Tanrılar tanrısı Zeus'un dördüncü evliliğini onunla yaptığı söylenir . Bu evlilikten de Demeter' in en bilinen çocuğu , yeryüzü ecesi Persephone doğmuştur . Bir gun Persephone arkadaşları ile tarlada çicek toplarken toprak birden ikiye ayrılır ve yeraltı tanrısı Hades , yeryüzüne çıkar . Aşık olduğu  Persephone'un yeraltına kaçırır .

İnanışa göre ölüler ülkesinde bir şey  yiyen bir daha oradan çıkamaz , Persephone' de hevesine yenik düşer ve bir nar tanesi yer . Demeter kızını  aramak için yollara düşer ancak onu hiç bir yerde bulamaz . Üzüntüsü öyle büyük olur ki, hayata küser . Ekinler kurur, açlık başlar ve dünyanın dengesi bozulur . Bir süre sonra Zeus’ dan yardım ister. Demeter’ in mevsimlerin döngüsünden sorumlu olduğunu bilen Zeus, araya girerek Hades’ i  uzlaşmaya ikna eder.
Bu durumda Persephone’ nin yılın üçte ikisini yani çicek açma ve meyve zamanını, annesi Demeter’ in, geri kalan üçte birini, yani kışı Hades’ in yanında geçir­mesini kararlaştırır. Böylelikle toprağa ye­niden bereket gelir. Persephone her yeryüzüne çıktığın da , yeryüzüne bahar gelir . Demeter ve kızının ayrıldığı  sonbahar aylarında ise doğa tekrar içine kapanır , verim düşer .
İşte hikaye böyle…
Bu hafta ki yazımda da sizi biraz olsun hayata başka yönlerden baktırmaya çalışıp, günlük streslerden uzaklaştırmak istedim. Mevsim ne olursa olsun neşeniz hep daim olsun..
SAYGIYLA KALIN                                                                                      
ŞAPKALI ADAM


https://youtu.be/IgNrFMXAJDA

ömrümüzün son demi ayşen birgör ile ilgili video

Günün Sözü :

sonbahar sözleri ile ilgili görsel sonucu

İbrahim Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
30 Eylül 2017, Antalya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder